Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) iş birliği ile gerçekleştirilen “Türkiye 1918-1923 Millî Mücadele’nin Yerel Tarihleri Projesi”, Türkiye’nin Millî Mücadele ile ilgili hafızasını yerelden hareket ederek yeniden kurmayı amaçlıyor. 

Proje kapsamında bugüne kadar Türkiye’nin farklı şehirlerinden akademisyenlerin bir araya geldiği sempozyum ve çalıştay düzenlenmiştir. Bu çalıştay ve sempozyumda Millî Mücadele alanında çalışmalar yapan uzman isimler ağırlanmıştır. Proje kapsamında hazırlanacak olan Türkiye 1918-1923 Millî Mücadele’nin Yerel Tarihleri Serisi’nin kronolojik monografi yazarları çalıştay ve sempozyumda belirlenmiştir.

Proje Bilim Kurulu ve cilt yazarlarının katılımıyla 12 Mart 2022 tarihinde  “Çalıştay II: Milli Mücadele’nin Tarihyazımı: Sorunlar ve Öneriler” başlığında ikinci Çalıştay gerçekleştirilmiştir. Çalıştay açılış konuşmaları ile başladı. TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker açılış konuşmasında, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılı anısına yapılacak olan faaliyetler kapsamında bu projenin bilimsel ve kalıcı bir çalışma olacağının altını çizdi. Proje bağlamında yayımlanacak olan ciltlerin Millî Mücadele’nin tarihi ve tarihyazımına yapacağı katkıya dikkat çekti.

İkinci açılış konuşmasını FSMVÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zekeriya Kurşun yaptı. Kurşun, 100. yıldönümünün tarihsel bir dönüm noktası olduğunu ve bu vesile ile yapılacak olan projenin son yüz yıllık birikimi yazmanın yanı sıra bu birikimin sonraki yüzyıla aktarılacağının önemine vurgu yaptı.

Açılış konuşmalarının ardından Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Azmi Özcan Milli Mücadele Tarih Yazımında Yerellik ve Evrensellik başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Özcan sunumunda hazırlanacak olan serinin muhtevası kurulurken kullanılacak çerçeve ve yapı taşlarından bahsetti. Bu çalışmanın merkezden bakışı destekleyen çalışmaları aşarak yerel tarihi, yerinden bir bakışı öne çıkaracağını belirtti. Prof. Özcan sunumuna şu şekilde devam etti: “Bu proje ilk olarak, tarihin yapıldığı yerlerde insan unsurunu önceleyen ve hayatla tarihi kaynaştıran; ondan gelecek kuşaklar için çıkarımlar yapan bir çalışmadır. Tarihin dokunulabilen, anlaşılabilen bir süreç olduğunu ortaya koyma gayreti önemlidir. İkinci öncelik, tarihsel genişlik ve derinliği ortaya çıkararak coğrafi çeşitliliği yansıtmaktır. Seride dil ve üslup hususunda kurulacak ortak bir çerçevenin yanı sıra kavramların kullanımı bağlamında dönem dilini gözetmek elzemdir. Bilim kurulu olarak kavramların, kendi dönemi içerisindeki kullanım örneği olarak Nutuk’un esas alınması gerektiğinin altını çizmekteyiz.”

 

Oturumun ikinci konuşmacısı proje yürütücülerinden Doç. Dr. Mustafa Göleç oldu. Göleç, Kronolojik Monografilerin Taslak Planları Hakkında Değerlendirme başlıklı sunumunda cilt yazarları tarafından hazırlanmış olan taslak yazım planlarını inceledi ve serinin ana çerçevesine dönük bilgilendirmeler yaptı. Proje kapsamında yapılan I. Çalıştay sonucunda belirlenen, sonuç raporunda da yer alan çerçeve ve ilkelerin serinin ana gövdesini oluşturduğunun altını çizdi. I. Çalıştay’da 26 maddede özetlenen çerçevenin hazırlanacak metinlerin ana gövdesi olacağını iletti. Göleç sunumunun devamında, kronolojik monografi yazarları tarafından gelen taslak plan ve içerikler hakkında Bilim Kurulu tarafından yapılan değerlendirmeleri yazarlara aktardır.

Kronolojik Monografi Yazarlarının Değerlendirme, Soru ve Önerileri başlıklı üçüncü oturumda yazarların görüşleri alındı. Bu oturumda cilt yazarları ve Bilim Kurulu taslak planları birlikte değerlendirerek olası sorunları tartıştı. Her bir cilt yazarlarının kendi bölümü hakkındaki değerlendirme, soru ve önerileri alındı ve katılımcı bir istişare zemininde tüm ciltlerin müşterek çerçevesi oluşturuldu.

Son oturumda Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cezmi Eraslan II. Çalıştay’ın değerlendirmesini yaptı. Çalıştay boyunca yazarlardan gelen soru ve önerilerin yanıtlanmasına dönük bir çerçeve çıkararak, Bilim Kurulu ve proje yürütücüsü olarak  dikkat edilmesi gereken hususları tartıştı.